top of page
  • Yazarın fotoğrafımehtap YILDIRIM

Acı mı Izdırap mı ya da Pain vs Suffering

Güncelleme tarihi: 19 Ara 2019

Sızı, ağrı, acı olarak çevrilebilecek “pain” ile kahır, ızdırap, çile olarak çevrilebilecek “suffering” arasındaki fark Budizm kaynaklı bir ayrım ve çok önemli.

Kronik bir sendromla yaşayan defalarca ameliyat olmuş biri olarak aslında bu benim deneyimlediğim bir ayrım. Fiziksel ya da duygusal acı, bedenimizin fiziksel-kimyasal reaksiyonu iken ızdırap diyeceğim “suffering” ise aslında zihnimizin yarattığı kurgusal bir şey ve bu açıdan bakılınca bence aslında ızdırap bizim her türlü acıyla olan ilişkimizi ifade ediyor. Fiziksel acının bile ancak üçte biri gerçek fiziksel acıymış: Hissedilen acının üçte biri “acıyacak” üçte biri ise “acıdı” senaryolarına bedenimizin verdiği tepkiymiş.

İster ağrı ister acı deyin, nasıl ifade etmek isterseniz isteyin acı sıradan insanlar için kaçınılmaz olabilir – ki aslında onu da azaltmanın yolları var- ama suffering yani ızdırap içinde yaşamak bir başka deyişle duygusal ya da fiziksel acıyla ilişkimizi düzenlemek bizim elimizde. Aslında ızdırabı yaratan; acı üzerine senaryolar, hikayeler yazan ve çoğu zaman da bu hikayelerde bizi kurban rolüne oturtan zihnimiz.

Nihayetinde her türlü acı geçer hatta tam içindeyken bile acıdan uzaklaşabiliriz ama zihnin kurguladığı ve hafızamızın unutmamıza izin vermediği ızdıraptan kurtulmak farkındalık ister. İşe acının bizi tanımlamasına izin vermemekle başlayabiliriz. Biz bedenimiz değiliz ki onun yaşadığı acıyla, hastalıkla özdeşleşelim. Aynı şekilde biz zihnimiz de değiliz ki onun maruz kaldığı duygusal acılarla, kalp kırıklıklarıyla ya da yarattığı senaryolarla özdeşleşelim. Hangi terminolojiyi kullanmak isterseniz isteyin biz beden ve zihne sahip ve beden ve zihnin ötesinde varlıklarız. Zihnimizin bizim zararımıza çalışmasına izin vermemek elimizde. Aslında ızdırabın hiç bir zaman anda olmadığını; ızdırabın ya geçmişten geldiğini, ya da onu gelecekte kurguladığımızı farkedersek nihayetinde ızdırabın gerçek olmadığını sadece zihnimizin kurgusu olduğunu ayırt edebiliriz.

Izdıraptan kurtulmanın -hiç olmazsa azaltmanın- pek çok yolu var: Bizi varoluşla, varolan her şeyle bütünlük, aynılık duygusuna ulaştıran her şey mesela çocuksu coşku ve merakımızı geri kazanmak ve canlı tutmak, içe dönmek, kendimizi bulmak, doğada vakit geçirmek, yaratıcı yanımızı desteklemek ve açığa çıkmasına izin vermek, sanat, varoluşu kutlamak, yazmak, meditasyon yapmak, dans etmek, yoga, şamanik çalışmalar, nefes çalışmaları, oyun oynamak … Herkes kendisine uyan yol veya yolları bulabilir. Kabul edilmesi gereken kimsenin birilerinin altın dokunuşuyla ızdıraptan kurtulamayacağı gerçeği ve bu yolda çalışmak gerekliliği. Sonuç almak niyet, odak, kararlılık, çaba ve öz disiplinin varlığına bağlı. Evet kolay değil ama kesinlikle değer. Çünkü ızdırap içinde yaşamak zorunda değiliz.

3 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page